Dostoyevski'den Unutulmaz Sözler

Hackers

Global Mod
Global Mod
Dostoyevski'den Unutulmaz Sözler
Dostoyevski'den Unutulmaz Sözler Acılı hayat hikayesi ile yüreklerimizi parçalayan, 19. Yüzyılın ikinci yarısında ün salan Dostoyevski tam adıyla Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, Rus roman yazarıdır. Yaşadığı acıları usta bir şekilde kalemine alarak kendini ölümsüzleştirdi ve günümüzde hala okuduğumuz bir yazar olarak adını tarihe altın harflerle kazıdı. Birbirinden etkileyici ve düşündürücü Dostoyevski sözleri günümüzde de oldukça kullanılıyor. Dostoyevski 1821’de Moskova’da dünyaya geldi. Mutsuz geçen çocukluk yıllarında anne ve babasını da kaybetmesi ile depresyonla boğuştu. Ayrıca o yıllarda epilepsi hastalığı ortaya çıktı. Gençliğinde de çokça Rus ve Avrupa edebiyatının ünlü yazarlarından eserler okuduğu söylenen Dostoyevski, ilk yazdığı roman “İnsancıklar” ile ünlü yazarların dikkatini çekti ve bir anda tanınır bir yazar oldu. Sonraki yıllarda kaleme aldığı romanların hiçbirinde İnsancıklar kadar beğeni toplayamayan Dostoyevski bu açığı “Netoçka Nezvanova” isimli kitap ile kapatmayı düşünüyordu ancak işler tahmin ettiği gibi gitmedi. Kitabı çıkarma aşamalarında devlet düzenini yıkmaya çalıştığı gerekçesiyle tutuklandı ve idam cezasına çarpıtıldı. Sonrasında idam cezası kürek ve hapis cezasına çevrildi. Hapishane hayatı sırasında da Sara hastalığına yakalanan Dostoyevski sık sık ataklar geçiriyordu. Hapisten çıktıktan sonra yazdığı ilk roman olan “Suç ve Ceza” ile adından bahsettirmeyi tekrardan başardı ve kaybettiği ününü geri kazandı. Yetişkinliğinde de yaşadığı ekonomik sıkıntılar, eşinin ve kızının ölümü gibi sebeplerden dolayı depresyon ile boğuşmaya devam etti. Bu sürede de bir sürü başarılı eser veren Dostoyevski artık adını tarihe yazdırmayı başarmıştı. 30 bin kişinin katıldığı cenazesi ile 1881 yılında vefat etti. O tarihten bugüne Dostoyevski sözleri ve eserleri yoğun ilgi görmektedir, insanların acılarına ve düşüncelerine ortak olmaktadır. Sağlam çocuklar yetiştirmek, bozulmuş yetişkinleri düzeltmekten daha kolaydır. Herkes bir zamanlar çocuk olduğunu hatırlasın yeter. Büyük insanlar şu dünyada büyük acılar çekmek zorundadırlar. Her şey üstüne üstüne geliyorsa, Belki de sen ters gidiyorsundur. Hayatta hep mutlu olursam, Hayalini kuracak neyim kalır? Şurası açıktır ki, biz sevgiyi acıya bulayarak severiz. Birisini sevmek onu Yaratıcının kastettiği şekilde görmektir. Acı ve acı çekme, büyük bir zekaya ve duyarlı bir yüreğe sahip kişiler için her zaman kaçınılmazdır. Acıda hazların en tatlısı saklıdır. Eğer sen, başkalarından kendine saygı beklersen bu onlar için büyük bir şeydir.Sadece kendine saygı duyabilirsen diğerleri de sana saygı duymaya mecbur kalır. İnsanların birbirini tanıması için en iyi zaman, ayrılmalarına en yakın zamandır. Zerrece suçum olmadığı halde birtakım düşler kurarak kendi kendimi suçlu bulduğum olmuştur.! İnsan, hayata iki anlam yükler; Biri ağlarken, diğeri gülerken ve tek bir kere kıymet bilir O da elindekini kaybederken. Yaşamdan korkmayın çocuklar. İyi, doğru bir şey yaptığınız zaman yaşam öyle güzel ki. Sevgi her zaman karşılık görür, kin de. İster tatlı, ister acı olsun, hatıra insana ıstırap verir. Her insan herkes karşısında her şeyden sorumludur. Hayata yeniden başlasaydım, saniyelerin nabzını tutardım. Zamana güven, her şey unutulur. Korku, yalan doğurur. Kadınlar sözleriyle değil, gözleriyle konuşur aslında. Bu yüzden onları anlamak için dinlemek yetmez, izlemek gerek yalnızca. Üzülmek ve acı çekmek, büyük bilinçler ve derin yürekler için her zaman zorunludur. Sönmüş dostluklar üzerine aşılanmış kin ağacı en öldürücü yemişleri verir. İnsan yaşamayı ve yaşamamayı aynı şey diye kabul ettiği zaman hürriyete kavuşur. Buluşlar gerçekleştirenler, dahiler alanlarıyla ilgili çalışmalarının ilk yıllarında çoğu kez son yıllarında da toplum tarafından hep birer salak olarak görülmüşlerdir. Bil ki, İnsanın değerini varlığı değil yokluğu gösterir. Unutma, Yokluğu bir şey değiştirmeyenin, varlığı gereksizdir. İyi insan, gülüşünü sevdiğiniz kişidir. Rusu kazıyın, altından kesinlikle Kazak çıkar. İnsanoğlu çok derin bir varlıktır. Ben tanrı olsaydım bu kadar derin yaratmazdım. Bu dünyadaki en zor şey, kendi kendine sadık kalmaktır. Mutlu olmanın iki yolu var: Ya isteklerinizi azaltacaksınız ya da imkanlarınızı zorlayacaksınız. Herkesin yolu ayrı. Tanrı olmasaydı her şey mübah olurdu. Bil ki, mutlu son diye bir şey yoktur. Çünkü, bir şeyde son varsa orada mutluluk yoktur! Kalp bir kez kırıldı mı, hiç kimseye aldırmaz ve hiçbir şeyi umursamaz. Belki mutluluğun sonu, ama huzurun başlangıcıdır bu. Tok olan açın halinden anlamaz derler ama bazen, aç olan da açın halinden anlamıyor. Sevgi ile kin kalpte uzun süre barınamaz. Evlenme boşanma işi sırf kadınların elinde olsaydı, bir tek nikah sağlam kalmazdı. Başkaları için kendinizi unutursanız, o zaman sizi daima hatırlayacaklardır. Herkesin yanlış yaptığı şeyi sen doğru yaparsan Herkesin yaptığı doğru, senin yaptığın yanlış olur. Aslında insanı en çok acıtan şey hayal kırıkları değil. Yaşanması mümkünken, yaşayamadığı mutluluklardır. Üstün zekalı insanlarda paradokssal düşünceler oluşur. Onlar yaşamları boyunca bu düşüncelerinden dolayı ızdırap çekerler. Ve düşünceleriyle birlikte yaşamanın bu denli acı verici, hatta imkansız olması için yüksek bir fiyat ödemişlerdir. Düştüğünde yanında olan değil, kalkman için el uzatan dosttur. Unutma, kötü günde katkısı olmayanın iyi günde hissesi yoktur.
Alıntıdır
 
Üst