Sosyal medya ve altı dereceli ayrılık teorisi

BirCicek

New member
Altı derecelik ayrılık teorisi veya iki kişinin altı “tokalaşma” zinciriyle birbirine bağlandığı fikri, sosyal ağlarda da uygulama buluyor. Cnr’nin Karmaşık Sistemler Enstitüsü liderliğindeki yakın tarihli bir uluslararası araştırma, Physical Review X dergisinde yayınlanan sonuçlarla bu fenomeni vurguladı. Bu kavram, Harvard Üniversitesi’nde profesör olan Stanley Milgram’ın en iyi bilinen sosyal deneylerden birini başlattığı 1967 yılına kadar uzanıyor: bilinmeyen bir Nebraska çiftçisine hitaben yazdığı mektubunun elden ele geçerek gerçek muhatabına, Boston’lu bir komisyoncuya ulaşması gerekiyordu. Sonuçlar, Amerikan toplumunda iyi tanımlanmış sosyal kalıpların var olduğunu gösterdi ve “altı dereceli ayrılık” teorisinin temelini attı.

Altı dereceli ayrılık teorisi, bir anlamda dünyamızın ne kadar küçük olduğunu açıklamanın bir yoludur. Temelde bir tanıdıklar zinciridir. Örneğin, dünyanın öbür ucunda yaşayan hiç tanımadığınız birine mektup göndermeyi kendine amaç edinir. Mektup doğrudan postalamak yerine bir arkadaşa veya tanıdıklara postalanır. Bu arkadaş da aynı şeyi yapıyor, mektubu bir arkadaşına veriyor ve bu böyle devam ediyor. Altı dereceli ayrılık teorisi, dünyanın milyarlarca insanla dolu olmasına rağmen, mektubu dünyanın diğer ucundaki doğru kişiye ulaştırmak için arkadaşlar veya tanıdıklar arasında bu “adımlardan” yalnızca altısının atılması gerektiğini belirtir. Bu, dünyadaki her insanın, ne kadar uzak veya farklı görünürse görünsün, aslında bilgi zincirinin aşağısında bizden sadece altı “adım” uzakta olduğunu söylemek gibi bir şey.

Yarım asır sonra, Milgram’ın teorisi ağ bilimi bağlamında yeniden doğrulandı. Floransa Cnr’ye bağlı Karmaşık Sistemler Enstitüsü tarafından koordine edilen ve İspanya, İsrail, Rusya, Slovenya ve Şili’den araştırmacıların katıldığı çalışma, sosyal ağ kullanıcılarının yeni bağlantılar oluşturmak için izlediği yolların “altı derece” modeline uygun olduğunu ortaya koydu. Araştırmanın koordinatörü Stefano Boccaletti, “Sosyal ağlarda, bireyler stratejik bağlantılar aramak için dinamik olarak gezinirler. Bu arayış, ağda merkezi bir konum elde etmek amacıyla kurulan ve kesintiye uğrayan sürekli bir bağlantı akışı oluşturur”, diye açıklıyor. “Her birinin bağımsız hareket etmesine ve bir bütün olarak ağın bilgisi olmadan hareket etmesine rağmen, oluşturulan sosyal yolların nasıl her zaman altı numara etrafında dolaştığını not etmek şaşırtıcı”.

Bu keşif, bir ağdaki iki düğümün nispeten az sayıda bağlantıyla birbirine bağlanabileceğini savunan “küçük dünya” teorisini güçlendiriyor. Araştırmacı, “Çalışmamız yalnızca sosyal ağların değil, diğer birçok karmaşık sistemin içsel bir özelliğini ortaya çıkardı. Milgram’ın deneyi sınırlı olsa da, küresel ölçekte uygulanan modern sistemik çalışmalar, ister bir sosyal ağın milyonlarca kullanıcısını isterse uluslararası bilimsel işbirliği ağlarını ilgilendirsin, teorinin geçerliliğini doğruluyor. En dramatik örnek, altı enfeksiyon döngüsünde bir virüsün dünyaya hızla yayılabileceğini gösteren Covid-19’un inanılmaz yayılmasıydı.”
 
Üst